ÇEVRE BİLİNCİ VE SORUMLULUĞU
Sevgili Dostlar!
Bugün koyduğumuz başlıktan hareketle daha çok dünyayı ve onun huzur ve rahatını hedefleyen bir konudan bahsedeceğim anlaşılabilir, doğrudur. Ama her dünya işinin ahirete bakan bir yüzü, her ahiret işinin de dünyaya bakan bir yüzü vardır.
Mensubu olmakla şeref duyduğumuz İslamiyet sadece bir ahiret dini değil ve O’nun kitabı Kur’an da sadece bir ahiret kitabı değildir. Evet ahiret hayatı ebedidir ve daha hayırlıdır ama İslam dünyayı da ihmal etmez. İslam’ın hayatın her alanı ile ilgili konmuş, belirlenmiş kuralları, kaideleri vardır. Efendimiz (as) “Dünya ahiretin tarlasıdır.” diyerek ahiretin dünyada kazanılacağına işaret buyurmuştur.
Aslında dünya işi ahiret işi diye ayırmak doğru da değildir. Zira dünya işlerinde doğruluk, dürüstlük helal, haram gibi insani ve İslami kurallara riayet edersek ahiretimizi kazanmamıza da vesile olur. Aynı şekilde riayet etmez isek dünyada kalmaz ahirette karşımıza çıkar ve hesabını zor veririz. Bu nedenle “çevre” dünya işi gibi gözükse de ahiretimizi de ilgilendirmektedir.
Çevre nedir? Kabaca çevre; Hayatımızı geçirdiğimiz, yaşadığımız ortamdır. Sokağımız, caddemiz, mahallemiz, köyümüz kentimiz bizim çevremizdir. Havasıyla, suyuyla, dağı, taşı, toprağıyla, ağacı, yeşili, ormanıyla, bizim çevremizdir. Pınarlar, çaylar, nehirler, derya, denizler bizim çevremizdir.
Cenab-ı Allah kainatı ve onun bir cüzü olan dünyayı görsel olarak en mükemmel şekilde, her şey yerli yerince, harika bir nizam içinde yarattığı gibi mahiyet itibariyle de ne eksik ne fazla hayranlık veren bir ölçü ve bir mizan ile yaratmıştır.
اِنَّا كُلَّ شَيْءٍ خَلَقْنَاهُ بِقَدَرٍ
Şüphesiz biz her şeyi bir ölçüye göre yarattık.
وَالسَّمَٓاءَ رَفَعَهَا وَوَضَعَ الْم۪يزَانَۙ
اَلَّا تَطْغَوْا فِي الْم۪يزَانِ
Göğü O yükseltti, denge ve ölçüyü O koydu ki dengeden sapmayasınız;(Rahman,7,8)
Koyduğu bu mükemmel nizamı, düzeni bozmayı da yasaklamıştır.
وَلَا تُفْسِدُوا فِي الْاَرْضِ بَعْدَ اِصْلَاحِهَا
Islah edilmesinden sonra yeryüzünde bozgunculuk yapmayın (Araf, 56)
HER ŞEY İNSAN İÇİN İNSAN İSE ALLAH İÇİN
Havasıyla, suyuyla, dağıyla, taşıyla, nimetiyle, süsüyle, ziynetiyle bu dünyayı yaratan Allah insanın emrine müsahhar kılmış, amade kılmıştır. Ama imtihan için olduğunu, bir gün hesabının sorulacağını da bildirmiştir.
ثُمَّ لَتُسْـَٔلُنَّ يَوْمَئِذٍ عَنِ النَّع۪يمِ
Nihayet o gün nimetlerden elbette sorguya çekileceksiniz. (Tekasür,8)
وَكُلُوا وَاشْرَبُوا وَلَا تُسْرِفُواۚ اِنَّهُ لَا يُحِبُّ الْمُسْرِف۪ينَ۟
Yiyiniz, içiniz ama haddi aşmayın, israf etmeyin zira Allah israf edenleri sevmez. (Araf 31) diye emretmiştir.
هُوَ الَّذ۪ي جَعَلَ لَكُمُ الْاَرْضَ ذَلُولاً فَامْشُوا ف۪ي مَنَاكِبِهَا وَكُلُوا مِنْ رِزْقِه۪ۜ وَاِلَيْهِ النُّشُورُ
Yeryüzünü sizin için kullanışlı hale getiren O’dur. Üzerinde dolaşın ve Allah’ın rızkından yiyip için; (ama unutmayın ki) dönüş yalnız Allah’adır. (Mülk,15)
Son durak Allah’ın huzuru olacaktır, aklınızdan çıkarmayın diye hesap gününü işaret buyurarak uyarmıştır.
Mülkün, dünya ve içindeki tüm varlıkların nimetlerin hakiki sahibi Cenab-ı Allah’tır. Kullarına emanet olarak vermiştir; çevremizde olan ne varsa hava, su, toprak, ağaçlar, bitkiler, hayvanlar…
وَالَّذ۪ينَ هُمْ لِاَمَانَاتِهِمْ وَعَهْدِهِمْ رَاعُونَۙ
Yine o müminler emanetlerine ve ahidlerine sadakat gösterirler. (Mü’minun,8)
Yani gerçekten Mü’min iseniz emanete riayet edin buyuruyor.
Riayet ederseniz dünyada huzur, mutluluk ve sağlık içinde yaşarsınız, ahirette de bu emirlere uyduğunuz için mükâfatlara nail olur, ebedi saadeti de kazanmış olursunuz.
Ama emanete riayet etmez, ifsat ederseniz, israf ederseniz, suları zehirli atıklarla, havayı zehirli gazlarla, doğayı erimeyen, çürümeyen petrol artıkları, naylon poşet, pet şişe ve zararlı kimyasal maddelerle kirletip insanlara, hayvanlara, bitkilere zarar verirseniz, kul hakkına girerseniz. Hem dünyada zararını siz görür, birtakım bedeller ödersiniz hem de ahirette hesabını zor verirsiniz.
Oksijen veren, karbondioksiti emen, hava kirliliğini temizleyen ve nice hikmetlerle yaratılan ağaçları keser, ormanları yakar, yanmasına sebebiyet verirseniz, yok ederseniz bedelini hem bu dünyada siz çeker hem de ahirette hesaba çekilirsiniz.
ZİRA İNSANLARIN HATALARI SEBEBİYLE FESAT ÇIKIYOR (EKOLOJİK DENĞE BOZULUYOR)
ظَهَرَ الْفَسَادُ فِي الْبَرِّ وَالْبَحْرِ بِمَا كَسَبَتْ اَيْدِي النَّاسِ لِيُذ۪يقَهُمْ بَعْضَ الَّذ۪ي عَمِلُوا لَعَلَّهُمْ يَرْجِعُونَ
İnsanların kendi elleriyle yapıp ettikleri yüzünden karada ve denizde düzen bozuldu; böylece Allah -dönüş yapsınlar diye- işlediklerinin bir kısmını onlara tattırıyor. (Rum,41)
Demek ki Cenab-ı Allah hatalarımızın ihlal ve ihmallerimizin bedelinin bir kısmını belki hatalarını anlayıp vazgeçerler diye bu dünyada tattırıyor, tattıracağını bildiriyor.
Ahiretteki hesabı ise ayrıdır. Yaptığımızın cezasını tam olarak verse zaten helak olacağız Allah korusun. Şükürler olsun ki rüzgârı gönderiyor; havayı temizliyor, sokakları, caddeleri süpürüyor. Yağmuru gönderiyor; her tarafı yıkıyor, temizliyor hem de hoyratça tükettiğimiz suyumuzu takviye ediyor, hayvanlarımızı suluyor, topraklarımızı, bağ ve bahçelerimizi, sebze, meyve ve bitkilerimizi suya kandırıyor.
Farkın da bile olmadığımız dolayısıyla şükrünü de eda edemediğimiz nice nimetlerinden dolayı Yüce Rabbimize sayısız sonsuz hamd-ü senalar olsun. Farkında olmayı ve fiili ve kavli şükrünü eda etmeyi de nasip eylesin.
Değerli Dostlar,
Sonuç olarak bu bilgi, bilinç ve sorumlulukla şu temennileri paylaşalım.
- Çöplerimizi açık alanlara değil belediyelerimizce konulmuş olan çöp sepeti ve konteynerlere koyalım.
- Geri dönüşüme imkân sağlayacak şekilde tasnif edelim, ülke ekonomisine katkı sağlayalım.
- Özellikle kaynak suların çevresini, mesire alanlarını, insanların gelip geçtiği yerleri, gölgelikleri temiz tutalım, çöplerimizi almadan oraları terk etmeyelim. Bu gibi yerlere abdest bozmaktan şiddetle kaçınalım.
- Suyu israf etmeyelim. “Irmak kenarında olsan bile ve abdest alıyor olsan bile suyu israf etme” diyen bir peygamberin ümmeti olduğumuzu unutmayalım.
- Elektiriği lüzumsuz ise söndürelim, israf etmeyelim.
- Çevremizde ses ve görüntü kirliliğine fırsat vermeyelim. Sigara içmeyelim, evde çocuklarımızı zehirlemeyelim, dışarda havayı kirletmeyelim.
- Bilelim ki mülk bizim değildir, Allah’ındır ve komşu, akraba, vatandaş tüm insanlara ortak kullanım için emanet edilmiştir. Kul hakkına girmeyelim.
- Hayvanlar, kuşlar, balıklar hepsi bir alemdir ve hiçbiri boşa yaratılmamıştır. Onlara zarar verecek hele onları yok edecek her türlü eylemden uzak duralım.
- Yaş kesen baş keser diyen ecdadın torunları ve ağaç diken, dikmeyi tavsiye ve emreden bir peygamberin ümmeti olarak ağaç kesmeyelim, kestirmeyelim, zaruret varsa yerine mutlaka yenisini dikelim, diktirelim. Evlatlarımıza yeşili bol, mamur ve temiz bir dünya bırakalım.
- “Temizlik imandandır” ve” Yoldaki zararlı atığı kaldırmak sadakadır (imanının ispatı ve izharıdır)” buyuran bir peygamberin ümmeti olarak, kirletmemek esastır. Ama şayet kirlenmiş yolda, sağda solda bir pislik, zararlı madde varsa onu kaldırarak sadaka sevabın kaçırmayalım.
Böylelikle iyi bir insan, iyi bir komşu, iyi bir vatandaş iyi bir Müslüman olalım ve arkamızdan hüsnü şehadet edilsin. Bu çevre bizim, bu topraklar bizim, bu vatan bizim koruyalım, sahip çıkalım. Böylelikle şu fani dünya hayatımız sağlıklı ve huzurlu, baki olan ahiretimiz yurdumuz da mesut ve bahtiyar edelim.
Bu dilek ve temennilerle Allaha emanet olununuz sevgili dostlar.
Yakup Öztürk
DİB Başkanlık Müftüsü
22/01/2021